-
1 yalan
1.ложь, непра́вда; враньёyalan atmak / kıvırmak — совра́ть
yalan çıkmak — оказа́ться ло́жью
yalanı çıkmak — уличи́ть кого-л. во лжи
yalana şerbetli — враль, лжец (бессовестно, не краснея врущий)
yalanını yakalamak / tutmak — уличи́ть кого-л. во лжи
yalan yere yemin etmek — дава́ть заве́домо ло́жную кля́тву
yalan yere yemin — клятвопреступле́ние
2.yalan yok — без вранья́
ло́жный, вы́мышленныйyalan haberler — ло́жные / необосно́ванные изве́стия / све́дения
••yalan var(dır) ki hakikatten yeğdir — посл. ина́я ложь [быва́ет] лу́чше пра́вды
yalan ile iman bir yerde durmaz — посл. ложь и ве́ра ря́дом не ужива́ются
См. также в других словарях:
yalanı çıkmak — bir kimsenin yalan söylediği anlaşılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalan — is. 1) Aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz, kıtır Yalanı en güzel kullanmış olanlar eski şarklılardır. A. Haşim 2) sf. Gerçek olmayan, asılsız, uydurma Birleşik Sözler yalan dolan yalan dünya yalan haber yalan makinesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi ağzıyla tutulmak — suçu, yalanı veya iddiasının yanlışlığı kendi sözüyle ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
madara olmak — kötü duruma düşmek, yalanı, yanlışı ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük